Great Migration IELTS bilinmesi gereken akademik kelimeler
Cambridge IELTS hazırlık serisi öğrenilmesi gereken kelimeleri sıralı liste
Cambridge IELTS hazırlık serisi 11. Kitap 3. Bölüm 2. Akademik okuma parçası “Great Migration” içerisindeki kelimeleri IELTS hazırlık aşamasında çalışırken not almıştım. Bunlar herkes için zorunlu ve bilinmesi gereken kelimeler olmayabilir ancak ben hazırlık aşamasında kelime hacmimi geliştirebilmek için okuma sınavına bu şekilde çalıştım. Bu şekilde çalışma, aslında sınavda yüksek not alabilmek için uygulamanız gereken sistemin bir parçası olmaktan çok, kelime bilginizi arttırmak için uzun vadeli bir çalışmanın parçası. Ayrıca buradaki kelimelerin bazıları tüm IELTS sınavı boyunca tekrar ediliyor. Örneğin, readingde ilk okuma rastladığınız kelimeler grubu aynı sınavın listening kısmında da karşınıza çıkabiliyor. Yani en azından benim gözlemim bu şekilde. Yani aslında burada sınav benim için araç, benim amacım kendimi geliştirebilmekti diyorsanız, bu kelime anlamı sizin için çok faydalı olabilir. Bana göre yüksek lisans yapmak isteyen kişiler için, okuma parçalarındaki akademik dil, kendi yazılarını yazarken faydalı olabilir.
Bahsettiğim gibi bu kelimeler serisi ben çalışmalarımı devam ettirirken ortaya çıktı. Tüm kelimeler okuma parçalarındaki sıraya göre çıkmıştır. Bazıları diğer sayfalarda tekrar etmiş olabilir. Ayrıca, bence IELTS reading kısmından 6 .0 ve üzeri puan almak için sınav taktiği dışında bu kelimelerden bilinmesi gerekiyor. İngilizce açıklamaları Cambridge sözlükte de verilen anlamlarıdır. İşte 11. Kitap 3. Bölümde(section) 2. Okuma(reading) kelimeler.
Great Migration IELTS bilinmesi gereken akademik kelimeler
Interval | Mesafe, aralık, ara, zaman aralığı, uzaklık, sıklık, süre, fasıla, iki şey arasındaki mesafe | a period between two events or times /
the space between two points / a short period between the parts of a performance or a sports event |
Prolong | Uzatmak, devam ettirmek, savsaklamak | to make something last a longer time |
Tend to | Bakmak (birine), bakımıyla meşgul olmak, eğilimi göstrmek, eğimlenmek | to deal with the problems or needs of a person or thing |
Zigzaggy | Zigzaklı, girntili çıkıntılı | A thing that has a line or pattern that looks like a Z or a row of Zs joined together |
Allocation | Paylaştırma, pay ayırma, tahsisat, yerleşim, bölüştürme, dağıtma | to give something to someone as their share of a total amount, to use in a particular way / |
Maintain | Sürdürmek, bakım yapmak, devam ettirmek, savlamak, yollamak, geçindrmek | to continue to have; to keep in existence, or not allow to become less /
to keep a road, machine, building, etc. in good condition |
Attentiveness | Şncelik, naziklik,nezaket, dikkatlilik, hizmete hazır olma, dikkat | listening carefully /
If someone is attentive, they are very helpful and take care of you |
Distract | Dikkat, dağıtmak, dikkatini başka yöne çekmek, rahatsız etmek, uzaklaştırmak | to make someone stop giving their attention to something |
Undeterred | Yılmayan kararlı, azimli, aldırmadan | still continuing to do something or enthusiastic about doing it despite a bad situation |
Voraciously | İstekli bir şekilde, aç gözlü bir şekilde | in a way that is very eager to have a lot of something |
Handout | Sadaka, bildiri, bağış, el ilanı, basılı metin, el broşürü, bildiri | a document given to students or reporters that contains information about a particular subject /
something such as food, clothing, or money that is given free to someone who has a great need for it |
Tern | Deniz kırlangıcı | a small black and white sea bird with long, pointed wings and a divided tail |
Gravelly | Çakıllı, tırtıklı, pürüzlü | If a voice, especially a man’s voice, is gravelly, it is low and rough /
like or containing gravel |
Hatch | Yumurtadan çıkmak, ambar ağzı, çevirmek, iş çevirmek, (kumpas) kurmak, tezgahlamak | to (cause an egg to) break in order to allow a young animal to come out /
to make a plan, especially a secret plan / an opening through a wall, floor, etc., or the cover for it |
Rear | Ard, arka, kaldırmak, yükselmek, dikmek, bakmak, inşa etmek, ilgilenmek, beslemek | at the back of something /
the back part of something / to care for young animals or children until they are able to care for themselves: |
Pronghorn | Amerikan antilobu | |
Offspring | Yavru, evlat, döl, çoluk cocuk, oğul | the young of an animal /
a person’s children |
Aphid | Fidan biti, yaprak biti | any of various small insects, such as the greenfly, that suck the juices of plants for food |
Cite | Aktarmak, alıntı, almak, bahsetmek, alıntı yapmak, çağırmak, zikretmek, celbetmek | to mention something as proof for a theory or as a reason why something has happened /
to speak or write words taken from a particular writer or written work / to officially name or mention someone or something in a law court, or to officially request someone to appear in a court of law |
Takeoff | Kalkış, parodi, karikatür, havalanma, taklit | a humorous copy of the speech, manner, or style of someone, esp. someone famous /
the moment when an aircraft leaves the ground and starts to fly |
Phenomenon | Algılanabilen şey, olağan üstülük, harika, doğal olay, biline yansıyan olay, olay, fenomen | something that exists and can be seen, felt, tasted, etc., especially something unusual or interesting /
someone or something that is extremely successful, often because of special qualities or abilities |
Wildebeest | Afrika antilobu | a large African animal with a long tail and horns that curve to the sides that lives in areas covered in grass |
Detrimental | Zararlı, zarar veren, muzır, hasar veren | causing harm or damage |
Sagebrush | Bir tür çalı | |
Notable | Göze çarpan, dikkate değer, tanınmış kimse, şöhret, ünlü kimse, ileri gelen kimse | important and deserving attention, because of being very good or interesting /
an important or famous person |
Predator | Yırtıcı hayvan, avcı hayvan | an animal that hunts, kills, and eats other animals /
someone who follows people in order to harm them or commit a crime against them |
Species | Tür, ortak özellikleri olan grup, cins, canlı türü | a set of animals or plants in which the members have similar characteristics to each other and can breed with each other |
Jurisdiction | Yargı, yargılama gücü, hükümet, yargı yetkisi, kaza, görev, yetki alanı | the authority of a court or official organization to make decisions and judgments |
11. kitap 3. bölüm 1. okuma parçası “The story of silk“ kelimelerine buradan ulaşabilirsiniz.
11. kitap 3. bölüm 3. okuma parçası ”Preface to ‘How the other half thinks; Adventures in mathematical reasoning’ “ kelimelerine buradan ulaşabilirsiniz.
Yayınladığım tüm IELTS kelime listelerine buradan ulaşabilirsiniz.
İlk yorumu siz yapmak ister misiniz ?