European transport systems IELTS kelimeler
Cambridge IELTS hazırlık serisi öğrenilmesi gereken kelimeleri sıralı liste
Cambridge IELTS hazırlık serisi 10. Kitap 1. Bölüm 2. Akademik okuma parçası “ European transport systems” içerisindeki kelimeleri IELTS hazırlık aşamasında çalışırken not almıştım. Bunlar herkes için zorunlu ve bilinmesi gereken kelimeler olmayabilir ancak ben hazırlık aşamasında kelime hacmimi geliştirebilmek için okuma sınavına bu şekilde çalıştım. Bu şekilde çalışma, aslında sınavda yüksek not alabilmek için uygulamanız gereken sistemin bir parçası olmaktan çok, kelime bilginizi arttırmak için uzun vadeli bir çalışmanın parçası. Ayrıca buradaki kelimelerin bazıları tüm IELTS sınavı boyunca tekrar ediliyor. Örneğin, readingde ilk okuma rastladığınız kelimeler grubu aynı sınavın listening kısmında da karşınıza çıkabiliyor. Yani en azından benim gözlemim bu şekilde. Yani aslında burada sınav benim için araç, benim amacım kendimi geliştirebilmekti diyorsanız, bu kelime anlamı sizin için çok faydalı olabilir. Bana göre yüksek lisans yapmak isteyen kişiler için, okuma parçalarındaki akademik dil, kendi yazılarını yazarken faydalı olabilir.
Bahsettiğim gibi bu kelimeler serisi ben çalışmalarımı devam ettirirken ortaya çıktı. Tüm kelimeler okuma parçalarındaki sıraya göre çıkmıştır. Bazıları diğer sayfalarda tekrar etmiş olabilir. Ayrıca, bence IELTS reading kısmından 6 .0 ve üzeri puan almak için sınav taktiği dışında bu kelimelerden bilinmesi gerekiyor. İngilizce açıklamaları Cambridge sözlükte de verilen anlamlarıdır. İşte 10. Kitap 1. Bölümde(section) 2. Okuma(reading) kelimeler.
European transport systems IELTS bilinmesi gereken akademik kelimeler
Vigorous | Dİnç, enerjik, gayretli, zinde, hareketli | very forceful or energetic/
healthy and strong |
Determining | Belirleme, belirleyen, tamlayan | to control or influence something directly, or to decide what will happen |
Substantial | Varlıklı, önemli, azımsanmayacak , maddi | large in size, value, or importance |
Frontier | Sınır, hudut | a border between two countries |
Phenomenon | Olağanüstülük, olgu, harika, doğal olan,, bilince yansıyan olay, hadise | something that exists and can be seen, felt, tasted, etc., especially something unusual or interesting |
emphasis | Vurgu, şidet, kuvvet, ehemmiyet, önem, vurgulama, verilen önem | the particular importance or attention that is given to something/
the extra force that is given to a word or part of a word when it is spoken |
Assembly | Toplantısı, birleştirme, montaj, meclis, kurmak, çanta, kongre, derleyici, kurul, içtima, kurul, ittifak | a group of people, especially one that meets regularly for a particular purpose, such as government, or, more generally, the process of coming together, or the state of being together /
a meeting in a school of several classes, usually at the beginning of the school day, to give information or to say prayers together |
Haulage | Çıkarma, çekme, çekiş | the business of moving things by road or railway |
Enlarge | Genişletmek, boyutunu büyütmek, genişletmek, büyümek, çoğaltmak | to become bigger or to make something bigger /
to print a bigger copy of a photograph or document |
Imperative | Mecburi, zorunlu, kaçınılmaz, zaruret, zorunluluk | extremely important or urgent |
Sustainable | Güçlendirilebilir, sürdürülebilir, dayanılır, ispat edilebilir, doğrulanabilir | able to continue over a period of time/
causing little or no damage to the environment and therefore able to continue for a long time |
Consideration | Düşünce, değerlendirme | the act of thinking about something carefully |
Nonetheless | Bununla beraber, yine de | despite what has just been said or done |
Consumption | Tüketim, sarf, bitirme, harcama, istihlak, harcayış | the amount used or eaten/
the act of using, eating, or drinking something/ the situation in which information, entertainment, etc. is intended for a particular group of people |
Culprit | Suçlu, sanık, mücrim, zanlı, hükümlü, mesul, fail | someone who has done something wrong/
a fact or situation that is the reason for something bad happening |
Attributable | Dayandırılabilir, atfolunabilir | caused by |
deterioration | Bouzlma, kötüye gitme | the process or fact of becoming worse |
Emerge | Yücelmek, çıkmak, meydana çıkmak, doğmak, su yüzüne çıkmak | to appear by coming out of something or out from behind something /
to come to the end of a difficult period or experience |
Complementary | Bütünler, tamamlayıcı | useful or attractive together |
Revitalise | Diriltmek, yeniden canlandırmak, teşvik etmek, canlılık kazandırmak | to give new life, energy, activity, or success to something |
Baton | Orkestra şeflerinin kullandığı yönlendirici çucuk | a stick used by a conductor (= person who controls the performance of a group of musicians) to show the speed of the music |
Saturate | Doyurmak, iyice doldurmak, ıslatmak | to make something or someone completely wet |
Artery | Ana damar, arter damar | one of the thick tubes that carry blood from the heart to other parts of the body |
Restriction | Sınırlama, kısıtlama, tehdit, kayıt, daralma | an official limit on something |
10. kitap 1. bölüm 1. okuma parçası “Stepwells” kelimelerine buradan ulaşabilirsiniz.
10. kitap 1. bölüm 3. okuma parçası “The psychology of innovation” kelimelerine buradan ulaşabilirsiniz.
Yayınladığım tüm IELTS kelime listelerine buradan ulaşabilirsiniz.
İlk yorumu siz yapmak ister misiniz ?